12 Temmuz 2025 Cumartesi

ERDOĞAN NASIL YÜKSELDİ ? | Siyaset Gündemi - Levent Gültekin / Gazeteci


Yedi Yıl Sonra Gelen Hesaplaşma: Cumhuriyet, Demokrasi ve Siyasi Sorumluluk

2018 yılında, Türkiye'nin yönetim sisteminde yaşanan kritik bir dönüşümün ardından kaleme aldığım bu yazıda, Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkelerine bağlı kalarak ülkemizi daha ileriye taşımak için çalıştığımı dile getirmiştim. O dönemde dile getirdiğim endişeler, maalesef aradan geçen yedi yılda daha da derinleşerek günümüz Türkiye'sinin en temel meselelerinden biri haline geldi.

Yazımın ana fikri şuydu: "CHP, 95 yıl önce kurduğu Cumhuriyeti, 95 yıl sonra kendi elleriyle yıktı mı?" Bu iddia, o günlerdeki politik atmosferde büyük yankı uyandırmış, hatta bazı çevreler tarafından sert eleştirilmişti. Ancak bugün, geriye dönüp baktığımızda, o günkü tespitlerimin ne denli yerinde olduğunu görmenin acı tecrübesini yaşıyoruz.
________________________________________
Milli Mücadele Ruhu ve Cumhuriyetin Akıbeti

Milli Mücadele ruhuyla, emperyalist işgalcilere karşı yüz binlerce şehidin kanıyla sulanmış bu topraklarda kurulan tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti, maalesef 2018'deki yeni hükümet sistemiyle tek bir kişiye emanet edilmişti. O gün "demokratik bir dönüşüm" olarak sunulan bu sistem, aslında Cumhuriyet'in ve Atatürk devrimlerinin temelini oluşturan laiklik, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı gibi prensipleri aşındıran, hatta ortadan kaldırma potansiyeli taşıyan bir yapıya dönüşmüştü.


Yazımda özellikle CHP ve MHP yönetimlerine yönelik eleştirilerim vardı: "Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 95 yıl önce kurulmuş olan Laik Cumhuriyetimizi sizlerin yetersizliğiniz yüzünden Cumhuriyeti ve Atatürk Devrimlerini yok etmek için Laikliğe, Atatürk'e savaş açmış bir zihniyete teslim ettiniz." Bu, sadece bir eleştiri değil, aynı zamanda Atatürk'ün mirasına sahip çıkması beklenen partilerin, kendi ideolojilerinden saparak ülkeyi nasıl bir uçuruma sürüklediğine dair derin bir kaygıydı.
________________________________________
24 Haziran 2018 Gecesi ve Sonrası

24 Haziran 2018 gecesi, Cumhuriyetimizi kuran CHP'nin, 95 yılın sonunda karşı devrime teslim oluşunu seyredişi, benim için kabul edilemez bir durumdu. Yüz binlerce cana mal olmuş, şehit kanlarıyla sulanmış topraklar üzerinde yeniden yaratılan Türkiye Cumhuriyeti, ne yazık ki o gece siyasi basiretsizlik ve sorumsuzluk nedeniyle adeta göz göre göre bir dönüşümün eşiğine getirilmişti.


Yazımda, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu sürece nasıl ortak olduğu, özellikle de CHP ve MHP'nin rolü sorgulanıyordu. "Tek kurşun dahi atılmadan kazanılmış tek zafer, Cumhuriyeti yıkmışlar, krallık ilan etmişler!" ifadeleriyle, muhalefetin pasifliğini ve etkisizliğini vurgulamıştım. Hatta o dönemki Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in tutumları da eleştirinin hedefindeydi.
________________________________________
Parti İçi Eleştiriler ve Gelecek Vizyonu

Yazım, sadece dışarıdaki iktidarı değil, aynı zamanda muhalefet partilerinin kendi içindeki sorunları da mercek altına alıyordu. Özellikle CHP'nin Atatürkçü ve devrimci kimliğinden uzaklaştığı, listelerine Atatürk düşmanlarını veya Cumhuriyet karşıtlarını aldığı iddiaları, partinin geleceği açısından ciddi bir uyarı niteliğindeydi. "Çoğunuz kendinizi Atanın kurduğu Cumhuriyette ve CHP'sinde beyaz Türk mü gördünüz?" sorusu, parti tabanının duyduğu hayal kırıklığını yansıtıyordu.


Yedi yıl önce yapılan bu tespitler, bugün hala geçerliliğini koruyor mu? Ülkemiz, o günden bu yana hangi yöne evrildi? "Sağ iktidarlar 10 Kasım 1938'den beri okyanus ötesine hizmet ediyor" ve "Muharrem İnce ile de cahil halkı 15 yıl oyalarlar. Asla CHP'yi iktidar yapmazlar" gibi ifadeler, sadece birer komplo teorisi miydi, yoksa derin bir siyasi analizin ürünü mü?
________________________________________
Sonuç ve Yeniden Düşünme Çağrısı

Bu yazı, ne bir destan ne de bir siyasi manifesto. Tam tersine, 1919 Milli Mücadele kararlılığıyla kurulan Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyetimizin, siyasi zikzaklar ve yetersizlikler nedeniyle nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığını gösteren, 2018'deki kişisel bir çığlık ve vicdan muhasebesidir.


Bugün, bu yazının tekrar okunması, siyasi aktörler ve tüm Türk halkı için bir "yeniden düşünme" çağrısı olmalıdır. Cumhuriyetimizin değerlerine sahip çıkmak, demokrasiyi güçlendirmek ve ülkemizi aydınlık yarınlara taşımak için hepimizin üzerine düşen sorumlulukları bir kez daha gözden geçirmemiz gerekiyor. Ali Berham ŞAHBUDAK…

9 Haziran 2025 Pazartesi

Bir Diktatör, Sahte Umutlarla Bir Toplumu Nasıl Kandırıp Felakete Sürükl...


AMAN TÜRK MİLLET DİKKAT.!
GÜN GECTİKCE SENİN İÇİN DE KAOS AN MESELESİ OLA BİLİR.?
Bir Diktatörün, Sahte umutlarlasın ve Halk umut diyerek sunduğu yalanlar.?
Bu sahte umutlarla inanmış bir toplumu nasıl kandırıp felakete sürüklendiğinin anlatıldığı bu anlatımları çok iyi dinle başı dik onurlu Türk milleti...
Bu anlatımda ALMAM halkının Adolf Hitler, tarafından nasıl yok oluşa sürüklendiğinin ve yok oluşunun tamamen gerçeklerdir.
Tıpkı ülkemizde AKP ve AKP’yi oluşturan çağdışı çürümüş zihniyetin” hakim olduğu yönetimlerde başta Erdoğan olmak üzere tıpkı Adolf Hitlerin halkı aldatmak için göbez gibi bir propaganda aracı olarak basın kullanılarak Almanların aldatıldığı gibi AKP ve teslim aldığı basın ve tetikçileri de Türk halkını yıllardır aldattıkları unutulmamalıdır...
Başta Erdoğan olmak üzere Erdoğan katıldığı tüm kitlesel mitinglerde elinde kutsal Kur'an dilinde ise yalan adeta Türk milletinin adeta Allah'ın dini olan İslam dinini kullanarak Allah'ı da yalanlarına alet ederek halkı aldatıyordu " tıpkı Adolf Hitler gibi" ?
AKP’liler ve çürümüş zihniyeti yıllardır Türk milletini ırk mezhep ve din iman bayrak ezan yalanlarını her fırsatta Türk halkını 20 yıldır aldattığı unutulmamalıdır. Adolf Hitler' de önce masum görünerek başlamıştı sonrası Alman halkını aldatmış ve Alman halkını felaketten felakete sürükledi gerçeğidir.?
Adolf Hitler, işsizliğin, umutsuzluğun ve kaosun içindeki bir Almanya’da “kurtarıcı” gibi doğdu. Sahte umutlar, büyük vaatler ve ustaca propaganda ile milyonları etkisi altına aldı. Ama sonunda, dünya tarihinin en kanlı savaşına, milyonların ölümüne ve bir insanlık suçuna imza attı. Bu belgesel, Hitler’in doğumundan ölümüne uzanan karanlık yolu tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
Adolf Hitler?
▪ Çocukluğu ve eğitimsizliği
▪ Viyana yılları ve nefretin tohumları
▪ Propaganda makinesi: Goebbels ve medya
▪ Holokost ve toplama kampları
▪ Psikolojik çöküşü ve intiharı Tarihi anlamak, tekrarını engellemenin ilk adımıdır.
Bugünü anlamak, tarihin gerçeklerini bilmek ve geçmişten dersler alarak mümkündür. Çarpıtılmış bilgiler, yönlendirilen algılar ve susturulmuş hafızalar arasında… Ali Berham ŞAHBUDAK...

7 Haziran 2025 Cumartesi

Yılmaz Özdil'in Gündemi Sarsan Yorumları | DEM Parti, Ekrem İmamoğlu, Er...


ÇAKMA #DEVRİMCİLER VE ÇAKMA #SOLCULAR.?

#İZMİR VE İZMİR #HALKI SİZE ÇOK BÜYÜK GELİR.! Çekin o #kirli ellerinizi işçinin alın teri #üzerinden. Devrimci ayağına #İZMİR halkını daha fazla yormayın.! Yıllardır kapalı kapılar arkasında üç kuruş için karşı devrime #hizmet ettiğiniz yeter.?

"Sizler sahte solcu ve Devrimci geçinen iki yüzlü sahtekarlar ülkemiz ekonomik çöküşün eşiğinde ekonomik bağımsızlığını kaybetti kaybedecek bir ortam da 14 TL maaş alan onurlu halk yarı aç yarı tok yaşarken siz kime hizmet ediyorsunuz #Devrimle Kurulmuş olan bu #Cumhuriyette sizler hangi #karanlık işler peşindesiniz."?

Eğer sarı sendika temsilcisi değilseniz elbette ki temsil ettiğin, #işçilerin alın terini ve emek haklarını savunmak, emekçi işçinin onurunu #korumak onurlu bir sendikacının görevidir. #Ancak unutulmasın #ÜLKEMİZ son 10 yıldır çok büyük bir paylaşım eşitsizliğinle teslim olmuş ve büyük bir adaletsizlikle karşı karşıyadır...

Memiş Sarı’nın #İZMİR Büyük Şehir Belediyesin de çalışan İşçiler için en düşük maaş 80. Bin en yüksek 107 bin TL para talep ederek beş gündür #İZMİR halkına işkence çektiriyor ve İZMİR Belediye yönetimin tehdit ediyor sonra da ben DEVRİMÇİYİM diyor"...?

"Bu eylemi AKP ve diğer AKP'li Belediyelerde yapsanıza görelim sizin #DEVRİMÇİ olduğunuzu."?

Bundan Biray önce #ANKARA Altındağ Belediyesindeki AKP'nin yan kolu gibi çalışan sarı sendika üyelerini ve işçilerini gördük "Belediye Başkanı nasıl kovalayarak işçileri dövdüğünü".? Elbette bu kabul edilemez ancak ya edep denen bir sözü de unutmamak gerekir Türk halk açlıkla mücadele ederken...!

Memiş Sarı’nın yaptığı bu açıklama, ne sendikacılıkla ne de emek mücadelesiyle ilgisi var #Ülke nüfusunun % 60 açlıkla ölüm arasında sıkışmış kalmış emekliler 21.yüzyılda #Ülkemiz de en düşük emekli maaşı 14.Bin 465 TL'ye mahkum , Asgari ücret 22. bin TL olduğu bir ortam da İZMİR de Belediye işçileri 80 bin ila 107 bin arasın maaş istenmesi ne demektir.?

Bunlar Devrimci.! Yaşadığı ülkede #Türk halkı açlıkla ölüm arasına sıkışmış can çekiştiriyor bunlar 60. bin TL'yi beğenmiyor ve sonra da kalkıp biz #DEVRİMCİYİZ diyor bu çürümüşlerin her tarafı devrimci olsa ne yazar " Halkını ezen AKP' ye karşı bunlarda çıt yok amam halkı soymaya gelince biz de varız diyorlar."?

Oysa : "#devrimcilik her şeyden önce halkı bir birinden ayrıştırmadan eşitlik ilkesine dayalı adil bir paylaşımı savunmaktır."? Sözde bu sendikacılar utanmadan bir de " #İşçilerin alın terini siyasete malzeme yapıyorlar", AKP'ye gideceklerini beyan etmek İşçilerin oylarını bir #tehdit unsuru gibi kullanmak kabul edilemez.

Oysa hiç kimse unutmasın onurlu emekçi İşçilerin iradesi hiçbir siyasi pazarlığın, tehdit ve şantajın aracı olamaz.! #Demokrasiye, seçme hakkına ve özgür iradeye yapılan bu saygısızlığı şiddetle kınıyorum. #Hak aramak adı altında şantaj diliyle konuşmak, sendikal mücadeleye de, topluma da zarar vermektedir.

Bu sorumsuz söylemleri nedeniyle Memiş Sarı’yı derin bir utanç duymaya ve yaptığı bu büyük hatayı gözden geçirmeye davet ediyorum. #DİSK Ege bölge temsilcisi Memiş SARI kimin ağzıyla konuşup kimi ne ile tehdit ediyor?

Bir söz vardır yeri gelmişken bu çakma #Devrimcilere hatırlatalım "çakma devrimci geçinen sarı sendikacılar siz emekçi işçileri kirli emelleriniz için AKP'ye pazarlayarak #İZMİR halkını ve #Belediyeyi tehdit ediyorsunuz ve dönüp birde biz #Devrimci sendikayız diyerek hak hukuk demagojisi yapıyorsunuz tıpkı ustanız AKP ve #çürümüş zihniyeti gibi...?

Sarı sendika temsilcileri sizin hepiniz #İZMİRDE ateş olsanız ne yazar.? #CÜRMRÜNÜZ KADAR YER YAKARSINIZ. Eğer Egenin incisi #İZMİR Büyük Şehir Belediye yönetimi size boyun eğerse o belediye yönetimine ve #CHP 'yönetimine yazıklar olsun. Ali Berham ŞAHBUDAK...

6 Haziran 2025 Cuma

Bir Toplum Nasıl Yeniden Programlanır? | Şok Doktrini: Felaket Kapitaliz...


Bir Toplum Nasıl Yeniden Programlanır?
Şok Doktrini: Felaket Kapitalizminin Anatomisi.


Eşsiz önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gece gündüz demeden o cepheden o cepheye koşarak işgalci emperyalizmi vatan topraklarından atmak için bin bir mücadele sonrasın da tam bağımsız olarak kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve bu devleti oluşturan başı dik onurlu Türk milleti parçalanmaması için mutlaka bu videoyu izlemelisin çünkü anlatılanlar seni ve buğun ülke olarak içinde bulunduğu koşulları anlatıyor.!

Devrimle kurulmuş olan bu cumhuriyeti Atatürk sonrası 70 yıldır emperyalist işbirlikçi yöneticiler sürekli parçalanması için çeşitli oyunlar kurdu ülke üzerinde ve Türk milleti üzerin de ancak bunu tam anlamıyla başaramadı ta ki bugüne kadar “ancak buğun ülke olarak dünden çok daha fazla tehlikede olduğumuzu unutma “bu videoyu sen de izle ve paylaş çünkü bilgi en büyük güçtür.!

Ebru hanım yüreğinize ve emeğinize sağlık bu çalışmanız çok başarılı.!
37 dakikada adet at 100 yılın karanlık kodlarını çözmüşsünüz. Bu bir Kurgu, değil bu anlattıklarınız dünyamızın son 50 yılının bir gerçeğidir bu konularda biraz kafa yoranlar her şey yerli yerinde olduğunu görecektir.


Üç kuruşa kalemini kişiliğini mesleğini satanlar bunu anlayamaz 20 yıldır ülkemizde kendini KARŞI devrime satmış sözde medya konuşamazken, siz onurlu Türk Milletini bilgilendirmek için aslın da anlattıklarınız ve özetlediklerinizin % 100 değilse son 15 yılda ülkemizde de yaşanılan siyasi istikrarsızlığın neler neden olacağını Türk halkına gösterdiniz...

Özelliklede 15 TEMMUZ denilen senaryosu okyanus ötesinden yazılmış oyuncuları AKP ve AKP'yi oluşturan çağdışı çürümüş zihniyete mensup FETÖ denen başrol oyuncusunun ve Erdoğan'ın ekibinin kurguladığı tiyatro sizin anlattıklarınızın biz özeti gibiydi.!

Ülkesini ve Atatürk'ün Milletim dediği Türk Milletine karşı sorumluluk duyan kalemini ve onurunu satmamış gerçek bir gazetecilik gösteren siz Ebru Hanım olmak üzere SOKAK kedisi ekibinize çok teşekkür ederim. Emeğinize, vicdanınıza sağlık. Ali Berham ŞAHBUDAK...

SİZİN TESPİTLERİNİZİN KISA ÖZETİ.!

Bir toplum düşün…
Depremle sarsılıyor.
Krizle yoksullaştırılıyor.
Darbeyle susturuluyor.
Ve sonra… “kurtarıcılar” sahneye çıkıyor.
Bu bir tesadüf değil.
Bu, adı konmamış bir yöntem: Şok Doktrini.
Onlarca ülkede, milyonlarca insan üzerinde test edilmiş sistematik bir strateji… Önce zihinler siliniyor.
Sonra piyasalar açılıyor.
Halk unutuyor, sermaye el koyuyor.
Bu belgesel, Naomi Klein’ın ortaya çıkardığı en gizli gerçeğin izini sürüyor.
CIA deneylerinden Irak işgaline, IMF reçetelerinden doğal afet sömürüsüne kadar her şeyin perde arkasını açıyoruz.
Gerçek şu: Bugün yaşadıklarımızın çoğu…
Daha önce başka yerlerde denenmiş bir senaryonun tekrarı olabilir.
Peki siz… hâlâ kendi iradenizle mi karar verdiğinizi sanıyorsunuz? Ali Berham ŞAHBUDAK...

3 Haziran 2025 Salı

Dünyanın en büyük edebiyatçısı.! #NAZIMHİKMETRAN

 

Dünyanın en büyük edebiyatçısı.! #NAZIMHİKMETRAN

#ELVEDA..!!..
Hoşça kalın
dostlarım benim
hoşça kalın!
Sizi canımda
canımın içinde,
kavgamı kafamda götürüyorum.
Hoşça kalın
dostlarım benim
hoşça kalın...
Resimlerdeki kuşlar gibi
dizilip üstüne kumsalın,
mendil sallamayın bana.
İstemez...
Ben dostların gözünde kendimi
boylu boyumca görüyorum...
A dostlar
a kavga dostu
iş kardeşi
a yoldaşlar a..!!.

Tek hecesiz elveda..

Geceler sürecek kapımın sürgüsünü,
pencerelerde yıllar örecek örgüsünü.
Ve ben bir kavga şarkısı gibi haykıracağım
mapusane türküsünü.
Yine görüşürüz
dostlarım benim
yine görüşürüz...
Beraber güneşe güler,
beraber dövüşürüz...
A dostlar
a kavga dostu
iş kardeşi
a yoldaşlar a..!!.

Dünyanın en büyük edebiyatçısı.!#NAZIMHİKMETRAN
3-#Haziran- 1963 Büyük #USTA' ya Saygıyla. Ali Berham ŞAHBUDAK...

31 Mayıs 2025 Cumartesi

Sevr neydi, Lozan ne getirdi? Bu hesaplaşma neden hâlâ bitmedi? | Tüm yö...


#SEVR / Kısaca Osmanlı Devletinin #Paylaşımıdır.


#SEVR / Osmanlı İmparatorluğunun #çöküşüşünün belgesidir…?

#Osmanlı Devleti 1914’de girdiği I. Dünya Savaşı’ndan son

derece ağır şartları içeren 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Antlaşması’nı

imzalayarak çıktı. Osmanlı Devleti’ne fiilen son veren bu Antlaşmama ardından hemen İngiliz, Fransız ve İtalyan işgalleri başladı.

Lord Curzon 18 Kasım’da Avam Kamarasında yaptığı konuşmada, “Kürt, Arap, Ermeni, Rum ve Yahudilerin Türk egemenliğinden kurtarılacağını” söylüyordu. Ermeniler de kurdukları alaylarla Mondros Ateşkes Antlaşması’yla onlara bırakılması düşünülen altı vilayeti ele geçirmek üzere Doğu Anadolu’da baskı ve zulme başladılar.

Bu kara günleri Paris Barış Konferansında verilen onaya uygun olarak, Yunan Ordusunun 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkması ve Ege’ye yayılması takip etti. Paris Barış görüşmelerinde Şubat başında kurulan “Yunan ve Arnavutluk Meseleleri Komitesi’nde Yunan heyetinin üyesi ve Dörtler Konseyi'nin danışmam olarak yer alan Harold Nicolson1 şunları yazmaktadır: 24 Mart: “Aşağı indim ve Amerikan delegesi Melez’le görüştüm...

#SERV Antlaşması / #Osmanlı tarihinin yıkım fermanı olarak da bilinen bir antlaşmadır. Bu antlaşma Türk bağımsızlığını tamamen tehlikeye atan ve Anadolu topraklarının başka devletlerce paylaşıldığı bir antlaşmadır.

1. Dünya savaşından sonra dayatılan antlaşmalardan biri olan #SEVR antlaşması mutlaka bilinmesi gereken bir antlaşmadır.

#SEVR antlaşması Osmanlı devleti dayatılan sözde barış antlaşmalarından biridir. Bu antlaşmaya göre #Anadolu'da pek çok bölge diğer Avrupalı devletler tarafından paylaşılacaktır. #SEVR antlaşması İstanbul hükümeti tarafından imzalanmış ve askıda kalmış bir antlaşma olarak bilinmektedir.


#Milli mücadelenin doğmasına sebep olarak bilinen #SEVR antlaşması önemli maddeler içermektedir.

#SEVR Antlaşmasının Kısa Özeti.!

1. #Dünya savaşı ittifak ve itilaf devletleri arasında geçmişti.

1. #Dünya savaşını kaybeden #Osmanlı devleti, savaştan büyük yıkımlarla ayrılmıştı. İtilaf devletleri savaşta kaybeden ittifak devletlerinin her biri için antlaşma yapmak üzere Paris barış konferansında toplandı. #Toplanan itilaf devletleri yetkilileri ittifak devletlerinin her biri için özel antlaşma oluşturdu. #Osmanlı imparatorluğu için ise #SEVR antlaşması oluşturuldu.

Paris barış konferansında yer alan bu antlaşma Osmanlı devletinin çıkarlarına tamamen tersti. Öyle ki antlaşmaya göre Anadolu'nun büyük bir bölümü itilaf devletlerinin eline geçiyordu. Sevr antlaşması İstanbul hükümeti, Fransa, İtalya, İngiltere ve Japonya arasında imzalandı. Antlaşmanın dili ise Fransızca, İtalyanca ve İngilizcedir.

#SEVR antlaşması önemli maddeler içeriyordu. Boğazların egemenliğinden, Osmanlı devletinin toprak bütünlüğüne kadar pek çok maddeyi içeren bu antlaşma neticesinde ise milli mücadele başlamıştır. #SEVR antlaşmasını kesinlikle reddeden Osmanlı devleti, Mustafa Kemal #Atatürk'ün önderliğinde #Milli mücadeleyi başlatacaktı. Mustafa Kemal #Atatürk Samsun'a çıkarak #SEVR'İ reddetmiş ve böylece de milli mücadeleyi başlatmış oldu. Anadolu'da düzensiz bir ordu kurdu. Böylece de #Kuvayı-ı Milliye ordusu kuruldu.

#Kuvayı-ı Milliye ordusu Sevr antlaşmasını reddetti ve Anadolu'da düşmana karşı büyük bir direniş başlattı. Anadolu'da başlatılan bu direniş neticesinde Sevr antlaşması Osmanlı imparatorluğuna dayatılsa da yalnızca İstanbul hükümeti tarafından imzalandı. Daha sonra ise Sevr antlaşması yerine Lozan antlaşması imzalanacaktı. Sevr antlaşması böylece tarihe karışmış ve askıda kalmış bir antlaşma oldu.

#SEVR Antlaşması Tarihi Sevr antlaşması 10 Ağustos 1920 tarihinde imzalanmış bir antlaşmadır.

#SEVR Antlaşması Maddeleri (Şartları) İstanbul, Osmanlı devletinin başkenti olarak kalmaya devam edecektir. Eğer Osmanlı devleti İtilaf devletlerini sunmuş olduğu Sevr antlaşmasına uymazsa İtilaf devletleri İstanbul'u Osmanlı devletinin elinden alacaktır.

Batı Anadolu ve Doğu Trakya, Yunanistan'a bırakılacaktır.

Ege adalarının hepsi Yunanistan'a verilecek. Rodos ve 12 Ada ise İtalya devletine bırakılacaktır. Osmanlı imparatorluğunun Doğu Anadolu bölgesinde bir Ermeni devleti kurulacaktır.

#Irak ve #Musul İngiltere'ye bırakılacaktır.

#Boğazlar bütün devletlere açık bırakılacak.

Savaş esnasında dahi savaş gemileri boğazdan geçirilecek.

#Boğazları kontrol eden bir komisyon kurulacak ve bu komisyonda #Türk üye yer alamayacaktır. #Azınlıklar kendi okullarını açabilecektir.

#Kapitülasyonlar devam edecek. Osmanlı imparatorluğu savaş tazminatı

ödemeyecektir. Batı Anadolu İtalya'ya ait olacaktır. Hicaz bağımsız bir devlet olacaktır. #SEVR Antlaşması Önemi / #Sevr antlaşması Osmanlı imparatorluğunun bağımsızlığına ve toprak kaybına neden olan bir antlaşmadır. Bu antlaşma aynı zamanda milli mücadeleyi başlatacağından dolayı önemli bir antlaşmadır.

#SEVR Antlaşması Özellikleri / Antlaşmanın dili Fransızca, İngilizce ve

İtalyancadır. İtilaf devletleri ve Osmanlı imparatorluğunu kapsayan bir antlaşmadır. Ali Berham ŞAHBUDAK...

ERDOĞAN NASIL YÜKSELDİ ? | Siyaset Gündemi - Levent Gültekin / Gazeteci

Yedi Yıl Sonra Gelen Hesaplaşma: Cumhuriyet, Demokrasi ve Siyasi Sorumluluk 2018 yılında, Türkiye'nin yönetim sisteminde yaşanan kritik ...