21 Mayıs 2022 Cumartesi

BU CUMHURİYETTE “GERCEK DEVRİMÇİ KİMDİR”!


BU CUMHURİYETTE “GERCEK DEVRİMÇİ KİMDİR”! Ali Berham ŞAHBUDAK…

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bu cumhuriyette devrimci olmak için önce davana inanman gerek! Çünkü Devrimcinin düşmanı bu topraklarda çoktur kökleri 1919 öncesine ve cumhuriyetin ilanından sonrada devam etmiştir karşı devrim halen bin yıldır ortaçağa karanlığının esiridir oysa devrime etkin biçimde katılan ya da onu destekleyen kişiler devrimcidir.

 

Bu coğrafyada devrimci dediğinde önce akla gelen isim Mustafa Kemal Atatürk ve Atatürk’ün yolundan asla sapmamış emperyalizme her koşul altında direnen kişilerdir gerçek devrimci “ön ad olarak kullanıldığında ise, toplum ya da insan davranışı üzerinde derin izler ve etkiler bırakan olguları belirleyenlerdir devrimci”!

 

Kısaca ben devrimciyim aydınım solcuyum çağdaşım demekle ne devrimci olunuyor nede dava adamı?

 

PEKİ, GERCEK DEVRİMÇİ KİMDİR “Devrimci; kısa tanımla kendi dünya görüşü ve idealleri doğrultusunda toplumda ''kökten'' değişim gerçekleştirmiş ve bu değişimi isteyen değiştiren kişidir tıpkı bugün 100 yıldır üzerinde her birimiz onur ve gururla yurttaşlar olarak yaşadığımız bu cumhuriyeti kuran kurduktan sonrada devrimleriyle yeni bir çağan aydınlığına bu milleti taşıyan Mustafa Kemal Atatürk ve Atatürk’ün yolundan sapmayan kişilerdir gerçek devrimci”.

 

Gerçek devrimci; hayatı yaşanılır kılacak; sınıfların, cins ayırımın olmadığı, kimsenin ötekileştirilmediği, sömürünün ortadan kaldırıldığı, herkesten kendi yeteneğine göre katkı istenen, herkese ihtiyacı kadar olanak sunan bir dünya özlemiyle, bugününü yarınlar için feda etmekten çekinmeyen insandır tarifi ile cevap bulur.

 


İnsanlığa ''yaşanabilir'' bir dünya teklifinde bulunan her devrimci emperyalist-kapitalist sisteme, sömürüye, haksızlığa sonuna kadar karşı olandır. Olması gerekir, yoksa devrimci değildir. Devrimci yukarda dile getirdiğimiz ideallerimizi içselleştirmiş, yarını bugünden yaşamaya başlamış, özel mülkiyetçi sistemin etkilerinden kurtulmuş, devrimi önce kendi bireyinde gerçekleştirmiş kişidir.

 

Devrimcilik zorlu bir yoldur. Devrimciliğin özünü kavrayamamış insanlar, eski düzen içi alışkanlıklarını sürdürmekte ısrarcı davranırlar. Devrimcileşme sürecini yaşamak yerine, kısa süreli olarak devrimci gibi davranırlar. Sonunda ise alışkanlıklarına dönerler, dostlar alışverişte görsün diye yapılan ufak tefek işler ise günü kurtarmaya yöneliktir. 


Çünkü devrim gerçeğin ta kendisidirBir gün mutlaka bu gerçekle yüzletilecektir bu nedenle devrimci bir tarzda ısrar etmek gerekir.

 

Bencillikten uzak durmalı ve kendi çıkarlarımızı Devrimci hareketin gerisinde tutmalıyız. Devrimciliğin temel özelliklerinden biri de sevgidir. Bu sevgi yoldaşlarımıza ve halkımıza duyduğumuz sevgidir. Başkalarını sevmeyen başkaları için mücadele edemez. Etse bile kendi çatlak egosunun tatmini içindir.  Birey bu özelliğini de zaten uzun süre gizleyemez; Devrimciliğin olmazsa olmazlarının başında ise eleştiri ve özeleştiri yatmaktadır. Fakat bunu yaparken meclis önünde yapılmalı, asla kulis gafletine düşülmemelidir. Eleştiriler aslında insanı bulunduğu durumdan daha ileri götüren çok değerli kılavuzlardır.

 

Ancak insanlarımız eleştirildiklerinde, eleştirilen konuya yoğunlaşıp olumsuz davranışlarını olumluya çevirme yerine hemen savunmaya geçip eleştiriyi yönelten yoldaşımıza saldırmaya ve bir intikam güdüsü ile hareket etmeye başlarlar. Bu da örgütlülüğümüzü geriye götürmektedir. Yaşamı bütünüyle devrimci bir yaşam tarzıyla örgütleyemeyen, devrimci düşünemeyen devrimci ahlak ve kültürü içselleştirememiş insanlar, yabancılaşmaya ve yozlaşmaya mahkûmdurlar.

 


Kolektif irade ve olaylara kolektif bir şekilde refleks geliştirmek yine devrimci yaşam tarzının başat aktörlerindendir. Denetimin, paylaşımın, kararların, birlikte alınması gerekir. Aksine birilerinin inisiyatifi hep kendinde bulundurma istek ve arzuları; moda deyimle “Number one” olma telaşı, söylemeye dilim varmıyor ama “şef olma” hastalığı, Kolektif iradeye hep darbe vurmuştur.

 

Birilerinin güdümünde olmak, ortak akıl yerine başkalarının kuklalığına soyunmak ya da bu tür davranışlara muhatap kılınmak her şeyden önce o meclisteki devrimcilere hakarettir.  Oysaki ortak akıl ve meclis iradesi en büyük yol göstericimiz olmalıdır. Devrimcinin görevi devrimde çıkarı olan insanı iknadır. Yaşamıyla, fikirleriyle, sistem alternatifi projeleriyle bunu kitlelere kabul ettirerek sistemsel bir dönüşümün yolunu açabiliriz.

 

Artık yaşanan deneyimler bize, halka rağmen halk için bir devrimin olamayacağını yeterince göstermiştir.

 

Artık halk için, halk ile beraber, ötekileştirilen tüm toplumsal kesimler ile beraber bir dönüşümün kapısı aralanabilir. Yine yaşanan deneyimler göstermiştir ki, devrim sadece bir sınıfın bir başka sınıfı iktidardan alaşağı etmesi değildir.  Bunun ötesinde sürekli devrim biçiminde iktidarı tümden dışlamayan, kolektif komün al bir sistem savunuculuğudur artık.

 

Yaşanan Proleter devrim örneklerinin başarısızlığının altında yatan esas neden, devrimi yapanların devrimciliği içselleştirmemiş olmasıdır.  Çokça söylenir devrim kitlelerin eseridir. Devrimi gerçekleştiren kitleler ne kadar bilinçli, ne kadar ideallerine bağlı, ne kadar yaşamsal olarak devrimciliği içselleştirmişse, devrim de o kadar başarılı olabilir. Tepeden inmeci hiçbir iktidar değişikliği kalıcı değildir. Özel mülkiyet dünyasında “İnsan, insan olarak yoksullaşır” der Karl Marks.

 


Bu kapsamda değerlendirdiğimizde devrimci yaşam özel mülkiyet sistemine karşı bir alternatiftir. Özel mülkiyet dünyası bireye bireysel “kurtuluş” yolları gösterir. Bunu da rekabeti, bencilliği kendisi ile aynı “kaderi” paylaşanları ezme, yok etme bilincini vererek; bireyi kendi kendinin nesnesi haline getirerek yapar. Devrimci yaşam, burjuva yaşamın zıttı-reddidir. İnsana, insan olma, özgür birey olma bilincini devrimci yaşam sunar. Her devrimci öncelikle sistem ile mücadeleyle sistem içinde yaşayan kişilikle mücadeleyi birlikte yürütmelidir.

 

Çünkü kendimiz ile yürüttüğümüz mücadele aslında sistem ile mücadelenin ön adımıdır. Kendini sistem sınırlarının dışına çıkarabilmiş bireylerin işidir devrimcilik aslında. Mücadelenin dışına düşen kişi devrimci değildir artık.

 

Ostrovski Trajedi mücadele durduğu zaman başlar” der. Dönekliğin başladığı nokta mücadelenin dışına düştüğümüz andır. Devrimci birey mücadelenin dışına düştüğü an yeniden özel mülkiyet sisteminin bir dişlisi haline gelir.  Bu açıdan devrimci insan, hangi nedenle olursa olsun, örgütlü yapısının dışına düşse de, devrimci duruşunu koruyabilmelidir. Bunu korumanın yolu ise sınıf mücadelesinin, ezilenlerin kavgasının yanında durmaya devam etmektir.

 

Söyledik devrimci kısa tanımla dünyayı değiştiren veya en azından bu amaçla kendini ortaya koyandır. Eski, çürümüş kapitalist sistemin dünyasına, onun yarattığı açlığa, sefalete, eşitsizliğe, bireyi kullaştıran felsefesine karşı mücadele edendir. Elbette bu sisteme karşı mücadele etmek yeterli değildir.  Devrimcinin ana amacı eskiyi yıkıp yerine yeniyi, daha ileri olanını koymaktır. İnsanı devrimci yapan içinde yaşadığı maddi yaşam koşullarıdır denir. Ancak aynı koşullar içinde yaşayan herkes neden devrimci olmaz sorusu hala cevapsızdır.

 


Devrimci olmak, içinde yaşanılan hayat koşullarının yarattığı sorunlara cevap olmaktır esasında.


Günümüzün egemen sistemi kapitalist sistem insanlığı barbarlığa doğru sürüklüyor, toplumsal-kolektif yaşamı yıkarak, bireyselleştiriyor. Üretimde uygulanan modern teknoloji sadece tekelcilerin servetine servet katmak için kullanılıyor.  Bireyler arası uçurumların artması yanında, ülkeler arası, ırklar arası, inançlar arası, sınıflar arası uçurum her geçen gün biraz daha büyüyor.

 

Sermayenin bir kaç büyük dünya tekeli elinde birikmesi, ezilen halk tabakaları arasındaki sınıfsal farkları da anlamsızlaştırmaktadır.  Artık bir yanda bir avuç tekelci kapitalist, bir yandan da bu sistem tarafından ötekileştirilmiş değişik toplumsal katmanlar var.  Artık işçi sınıfı öncülüğünde devrim söylemi yaşamda karşılık bulmuyor. 


Bunu da içeren ve ötekileştirilmiş tüm toplumsal kesimleri, işçileri, köylüleri, kadınları, inançsal baskı altındaki kesimleri, küçük ve orta burjuvaları, cinsel tercihlerinden dolayı dışlananları, etnik kökeninden dolayı ezileni bir bayrak altında toplayarak bir sistem değişimine yol açacak bir devrimci duruş ile sonuç almak olanaklıdır.

 

Sistem karşıtı devrimcilerin bireysel, özel yaşamları yoktur.  Dolayısıyla paylaşılmayacak hiçbir şeyleri yoktur. Biz kavgamızı paylaşıyoruz. Acımızı, mutluluğumuzu, ekmeğimizi, inancımızı, sevgimizi, umutlarımızı, umutsuzluklarımızı paylaşıyoruz. Emeğimizi ve yüreğimizi paylaşıyoruz. Beynimizi ve bilincimizi paylaşıyoruz.



Yoldaşlarımızla paylaşımımız bu temeller üzerine oturmalıdır.  

En üst noktada paylaşılmalıdır her şey. Paylaşmak, çoğalmak, üretmek, sorunları çözmek ve güçlenmektir.

 

Yoldaşlarımızla paylaştıkça gelişiriz. Paylaştıkça kararsızlıklarımız yok olur, eksiklerimiz giderilir, güçlükler ve zorluklar aşılır. Paylaştıkça arınırız ve güçleniriz. Ali Berham ŞAHBUDAK…

19 Mayıs 2022 Perşembe

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, BÜYÜK GENÇLİK YÜRÜYÜŞÜ’NE KATILDI ...

19 MAYIS'IN #ANLAM VE ÖNEMİ! Ali Berham ŞAHBUDAK. ..

 

🇹🇷🏃🏻🏃🏻♀️19 Mayıs Ve Mustafa Kemal Atatürk!

 

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a ilk ayak bastığı gün, bağımsızlık meşalesini yakmış ve T.C Devletinin emperyalizme boyun eğmeyeceğini o gün bütün dünyaya ispatlamıştır 🇹🇷♥️

 

19 MAYIS'IN #ANLAM VE ÖNEMİ!


19 Mayıs, Türk #Milleti'nin bağımsızlık ve özgürlük umutlarının inanca dönüştüğü, kurtuluş #ateşinin yakıldığı aydınlık bir geleceğe olan inancın kuvvetlendiği günün #adıdır.

 

19 Mayıs, Türk #Milleti'nin bağımsızlığı ve Türkiye #Cumhuriyeti'ni çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmak için bizden sonraki nesillere teslim edilen bu vatanın adıdır...

 

Türk #Gençliği Mustafa Kemal #Aktürk’ün bu sözünü asla aklından çıkarmama aska!

"#Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. #Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz".

 

Rica ile merhamet dilenmekle bir #millet ve devletin şeref ve #istiklâli kurtarılmaz.

#Türk milleti, gelecek nesiller için bunu unutmamalıdır. 19 #Mayıs güven, sevinç, hareket günüdür.

 

Bütün ümidim Türk #Gençliğidir.

 

ULU ÖNDER #ATATÜRK’ÜN 19 MAYIS İLE İLGİLİ SÖYLEDİĞİ ANLAMLI SÖZLER!

 

"Türkiye #Cumhuriyetinin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum:

Batı senden, #Türk'ten çok geriydi.

 

#Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey #Türk Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur.

 

Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin! .. Bu belli. Fakat #zekânı unutmadan!

Çağdaş ve medeniyete ulaşmak için #bilimden ayrılmadan çalışkan ol..."

 

"Her şeye rağmen muhakkak bir ışığa doğru yürümekteyiz”. 

 

#Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletimin hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlâksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir."

 

#Gençler, Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile, insanlık değerinin, #vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız.

 

19 MAYIS #Türkiye Cumhuriyeti'nin zaferi olan Kurtuluş Savaşı'nın tarihi 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Atatürk,

Bandırma Vapuru ile Samsun'a çıkarak İtilaf Devletleri'nin işgaline karşı Türk Kurtuluş Savaşı'nı başlattı günün adı.

 

19 Mayıs 1919 tarihini ulu önder Mustafa Kemal #Atatürk, Türk gençliğine armağan ettiği bir bayramdan çok daha ötesi... #Kurtuluştan kurtuluşa giden mücadelenin ve dünya dâhisi ulu önder "Mustafa Kemal #Atatürk'ün kurduğu bu #cumhuriyetin adı!

 

19 Mayıs #Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor #Bayramı kongrede oylanan en önemli öneri olarak kabul edilmiş #Atatürk'ün onayıyla 20 Haziran 1938 tarihli kanunla 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanan ulusal bayramdı adıdır...

 

Tam adı "#Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramıdır" 19 Mayıs #Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor #Bayramımız kutlu olsun. Ali Berham ŞAHBUDAK. .. 10 05 2022…

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun.🇹🇷🏃🏻🏃🏻‍♀️


🇹🇷🏃🏻🏃🏻‍♀️19 Mayıs Ve Mustafa Kemal Atatürk!

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a ilk ayak bastığı gün, bağımsızlık meşalesini yakmış ve "T.C Devletinin emperyalizme boyun eğmeyeceğini o gün bütün dünyaya ispatlamıştır". 🇹🇷♥️

ERDOĞAN NASIL YÜKSELDİ ? | Siyaset Gündemi - Levent Gültekin / Gazeteci

Yedi Yıl Sonra Gelen Hesaplaşma: Cumhuriyet, Demokrasi ve Siyasi Sorumluluk 2018 yılında, Türkiye'nin yönetim sisteminde yaşanan kritik ...