29 Ekim 2019 Salı


YAŞASIN CUMHURİYET!

Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti, zaferle kalbimize yazdık Cumhuriyeti…

Kutlu olsun 29 Ekim Cumhuriyeti! Tüm temennim odur ki bu yılın Cumhuriyet kavramının ne olduğunu dahi bilmeyenlere; Cumhuriyetle ilgili mutlaka bir şeyler öğretmesi dileğimle tekrar Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun Türk Milleti!

Cumhuriyetimizin ilanının bu günümüze değin tam 96 yıl geçti başta Önderimiz ve Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ü, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi bu vesileyle tekrar bir kez daha saygı ve rahmetle anıyorum, Allah'tan tüm gazi ve şehitlerimizin kabirlerini cennet eylemesini etmeni ediyorum Cumhuriyet Bayramımızı en tekrar bir yurttaş olarak içten dileklerimle kutluyorum”.

Atatürk’ün göstermiş olduğu musır medeniyet seviyesine ulaşmak için Atamızın İzindeyiz! Cumhuriyetin bir fazilet olduğu asla vazgeçilemez bir parlamenter yönetim şekli olduğu biliciyle tekrar Türk milletinin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutluyorum…

EY BENİM ONURLU VE GURURLU MİLLETİM ARTIK UYAN!


Emperyalist devletler 1919'dan 1923'e kadarki gecen sürede yapmadıklarını “ bugün 17 yıllık AKP yönetiminin istikrarsız ve dış politikadaki zarflarından faydalanarak tıpkı kurtuluş savaşında olduğu gibi yine Türkiye'ye karşı yeniden sistematik olarak birleşmiş emperyalist saldırı hazırlığı içindedir.

Oysa sen tam 17 yıldır bu saldırı ve terör örgütlerinin ülkemizi deki yapılanmalarını her fırsatta “ Din için örgütleniyorlar diyerek her fırsatta görmezden geldin”!

“Sözde AKP’yi din iman edebiyatı yapıyor diyerek destekledin oysa hiç düşünmedin AKP’nin hakikaten dinle ilgisi alakası var mıdır yokumdur diyerek hiç sorgulamadın 15 Temmuz süreci bile AKP’nin dinle ilgisinin olmadığının kanıtıdır çünkü AKP bir emperyalist proje partisidir sözde AKP 17 yıldır yalanlarıyla inşa ettiği yalan değirmenine her fırsatta sen su taşıdın ve halen taşımak-tasın ve halen uyuyorsun“

Cumhuriyeti ve Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bu cumhuriyeti nasıl yıkabiliriz in hesabı içinde olan Emperyalist devletler seni senden ve ülkeni senden koparmak için boş durmuyor sen ise bunu hale görmüyorsun onurlu ve gururlu Türk milleti! "Unutma bu cennet cumhuriyet İlelebet Payidar Kalacak! Çünkü bu cennet cumhuriyet AKP ‘ye değil “Türk gençliğine Mustafa Kemal Atatürk ‘tarafından emanet bırakılmış bir cumhuriyet”.
 
·         Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz.
·         Cumhuriyeti biz Kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz. 
·         Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dilenen bir idaredir.
·         Cumhuriyet fazilettir.
·         Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun.
·         Cumhuriyet, demokratik bir ülkenin bozulmaz simgesidir… 
·         Cumhuriyet bayramınızı en içten duygularımla kutlarım.


PEKİ, 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAM'ININ ÖNEMİ NEDİR? BİLİYOR MUSUN TÜRK MİLLETİ!
 
Cumhuriyet Bayramı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet yönetimi ilan etmesi anısına her yıl 29 Ekim günü Türkiye'de ve Kuzey Kıbrıs'ta kutlanan Türk Milletinin en büyük milli bayramdır. Cumhuriyet Bayram'ının kutlandığı ülkelerde 28 Ekim öğleden sonra ve 29 Ekim tam gün olmak üzere bir buçuk gün resmi olarak milli bayram tatildir.

1925 yılında çıkarılan bir kanunla Cumhuriyet'in ilanı günü yeni Türk Devletinin bayramı ilan edilmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin onuncu yılı kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği 10. Yıl Nutkunda, bu günü en büyük bayram olarak nitelendirmiştir.

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMININ KABUL EDİLMESİ

29 Ekim 1923'te Türkiye Büyük Millet Meclisi, Teşkilat-ı Esasiye Kanununda yaptığı değişiklikle, devletin yönetim biçimini cumhuriyet olarak ilan etmiştir. Bu ilan, atılan 101 pare top ile kutlanmıştır. 1924 yılında ise cumhuriyetin ilanı şenliklerle kutlanmıştır. 2 Şubat 1925'te düzenlenen bir kanun teklifinde 29 Ekim'in bayram olması önerilmiştir.

Bu teklif Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelenmiş ve 18 Nisan'da karara bağlanmıştır. 19 Nisan'da ise teklif TBMM tarafından kabul edilmiştir. 628 sayılı bu kanun ile 29 Ekim, 1925'ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde bayram olarak kutlanmaya başlamıştır işte senin en önemli milli bayramın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı bu bayramdır Türk Milleti! Kutlu Olsun. Ali Berham ŞAHBUDAK.

25 Ekim 2019 Cuma

BAĞIMSIZLIK BENİM KARAKTERİM DIR

Ancak hür fikirlere sahip olan insanlar vatanlarına faydalı olabilirler ve onlardır ki vatanlarını kurtarıp muhafaza etme kudretine malik olurlar. Biz Türkler bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz. Bu memleket tarihte Türk'tü, Hal’de (e n. şimdi ‘de) Türk'tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. Mustafa Kemal Atatürk.

Efendiler! Avrupa'nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşme sine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlana durmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri 

Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir! 

Egemenlik ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye; görüşme ile, münakaşa ile verilmez. Egemenlik, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osman oğulları, zorla Türk Milletinin egemenlik ve saltanatına el koymuşlardı; bu musallat olmalarını altı asırdan beri devam ettirmişlerdi. Şimdi de, Türk Milleti bu mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, egemenlik ve saltanatını, isyan ederek kendi eline açıkça almış bulunuyor.

Bu bir oldubittidir. 

Söz konusu olan; millete saltanatını, egemenliğini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız? Meselesi değildir. Mesele zaten olupbitti haline gelmiş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, mutlaka olacaktır. Burada toplananlar, Meclis ve herkes meseleyi tabii görürse, fikrimce uygun olur. Aksi takdirde, yine gerçek gerektiği şekilde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir. (1922)

Saltanatın kaldırılmasını tartışan Meclis komisyonunda yaptığı konuşma. Bu konuşmanın son cümlesini söylerken elini komisyon başkanının boynu hizasından geçirerek kafa kesme işareti yapmıştır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Emperyalizm ölüme mahkumdur. Geldikleri gibi giderler! 13 Kasım 1918 Boğaziçi, İtilaf Donanmasının Boğaza girdiğini gördüğünde, yaverlerinden birinin üzüntüden ağlamaya başladığı sırada...

Hürriyet kayıtsız şartsız serbest olmak değildir. Onun akitleri, şartları vardır. Kayıtsız şartsız serbest olmak ormanlardaki hayvanlara mahsustur. İlmi esaslara göre ferdin hürriyeti başkasının hürriyetinin hududu ile sınırlıdır. Başkasının hürriyet hakkını tanımayan kendi hürriyet hakkını da tanıyamaz. Siyasi anlayış sahibi olan hakiki ve zeki inkılapçılar bu lekeden masumdurlar. Onlar ne vakit şiddet ne vakit yumuşaklık göstereceklerini bilirler. Milletlerini hürriyet ve adalete doğru yürütürler.

İstiklal-i tam, bizim bugün deruhte ettiğimiz vazifenin ruhu aslısıdır. 
Bu vazife bütün millete ve tarihe karsı deruhte edilmiştir. Bu vazifeyi deruhte ederken, kabiliyeti tatbik-iyesi hakkında şüphe yok ki çok düşündük. Fakat netice olarak hasal ettiğimiz kanaat ve iman, bunda muvaffak olabileceğimize dairdir. Biz böyle bir ise başlamış adamlarız. Biz yaşamak isteyen, haysiyet ve şerefiyle yaşamak isteyen bir milletiz. İstiklal-i tam denildiği zaman tabii ki siyasi, mali iktisadi adli, askeri, her hususta istiklal-i tam demektir. 

Bu saydıklarımın herhangi birinde istiklalden mahrumiyet millet ve memleketin hakiki manasıyla bütün istiklalin mahrumiyeti demektir.

Mesleki içtimai itibariyle dahi düşündüğümüz zaman biz hayatını, istiklalini kurtarmak için çalışan bir halkız. Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Milletin esaretten kurtuluşu, egemen ve bağımsız olarak topraklarımızda yaşayabilmesi, ancak Azime ve namuslu ellerin milleti kasa ve doğru yoldan haklarını korumaya ve bağımsızlığa sevki ile kabil olacaktır. Mili benliğini yitirmiş uluslar başka milletlerin avıdır.

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar. Milli egemenlik uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun. Özgürlük olmayan ülkede ölüm, yıkılış vardır. Her ilerlemenin, kurtuluşun anası özgürlüktür.

Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevi, hususi ve resmi hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir.

Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim.

Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. 
Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.

Temel ilke Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır.

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklalden mahrum bir millet, medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık sayılamaz. Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir.

Gerçekten bu aşağı dereceye düşmemiş olanların isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez. Halbuki Türk'ün haysiyet ve izzetinefis ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. Bundan ötürü, ya bağımsızlık ya ölüm! Nutuk, 1919, I, s. 13


Türk milleti istiklal-siz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır. 
Türkiye halkı asırlardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklali bir lazıme-i hayatiye etmiş bir kavmin kahraman evlatlarıdır. Bu millet istiklal-siz yaşamamıştır. Yaşayamaz ve yaşamayacaktır. 

Türkiye halkı, yüzyıllardan beri hür ve bağımsız yaşamış ve istiklali, yaşamanın gereği olarak düşünmüş bir milletin kahraman evlatlarıdır. Bu millet istiklal-siz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.

Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini/ Bulunur kurtaracak bahtı kara moderni!

Kurtuluş Savaş'ının en ümitsiz günlerinde Meclis kürsüsünden Namık Kemale ait "Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini/Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?" dizelerini okuyan bir milletvekilline cevaben söyledikleri.Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Yabancılardan insaf ve iyilik dilenmek gibi bir ilke yoktur.

Türk ulusu, Türk ilinin gelecek çocukları bunu bir an olsun akıllarından çıkarmamalıdır. 
Zabitan için ya istiklal ya ölüm vardır. Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz, bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima bağımsız görmekle bahtiyar olacağız. Ali Berham ŞAHBUDAK.

Kaynaklar Türkiye'nin Kuruluş Yıllarında Bir Yabancı Gazetesinin Ankara Yolculuğu ve Atatürk’le Görüşmesi TBMM.gov.tr Nutuk II, sayfa 691/



22 Ekim 2019 Salı


ONURLU İNSAN OLARAK YAŞAMANIN KOŞULLAR!


İnsan onuru, insanın sırf insan olması sebebiyle değerli ve saygıya layık bir varlık olması şeklinde tanımlanabilir. Günümüzde insan onuru, insan haklarının vazgeçilmez bir kavramıdır. Ancak kavram, farklı dönemlerde farklı anlamlara gelecek şekilde kullanılmıştır.

“Dünyamızı ve ahiretimizi biçimlendiren insanlık onurunu yüceltmek ya da çiğnemek ikilem”i.

Hakları ihlal edilmiş onuru çiğnenmiş insanları görerek susmak, seyirci kalmak, herkese sıratı kılıçtan keskin kılmakta bir toplum çürütülüyor-sa o toplum bu çürümüşlüğe ses çıkarmıyorsa " O toplum onursuz bir toplumdur".

İnsanı küçük görme, küçümseme, aşağılama eyleminde bulunanların kişiliğinden mutlaka yansıyan haller kişiyi tanımlar. Kendini üstün görme gurur ve kibri başkalarını küçümsemeye neden. Kişinin soyu, sopu, doğumu kişinin kendisinden kaynaklanmıyor.

"Bu, Allah'ın her kula verdiği bir lütuf. Kişilerin gelişim ve oluşumları ortamlarıyla ilgili. Bu, aile, okul, sokak, kişinin kendi çabasıyla edindikleri başlıca nedenler".

İnsanlar belli konumlara gelebilirler. Geldikleri andan itibaren sınırlarını bilme, ona göre davranma ve eylemde bulunma da bir karakter ve kişilik hakimiyetiyle eşdeğerdir. Merhamet ve şefkati tükenmiş olanlardan adil olmaları beklenemez. Adaletsizlik ve hakkaniyetsizlik zaten bir kişilik sorunu. Kendisini, çevresini, bağlılarını öncelemelere bu kişilik yapısının bir sonucu.

Hayatı bu dünya ile sınırlı bilme, aşırılıklara neden. İnsanda bir korku ve ürperiş yok ise yakınması da olmaz. O kimse kendini en üstün ve ayrıcalıklı görür. Korku ve yakarış insan doğasında var olan bir durum.

Büyük felaketler karşısında çaresiz kalanları saran korku bir sığınma gerektirir. İman etmemiş olanların sığınması olmaz, korkusu geçicidir. Bu, insanı bunalımlara sürükler. Bir süre sonra eski heline bürünür.

‘Güç’ün karşısında teslimiyet ve bağlanış zorunluluk. Bağlanma, insana değil, insana ve kainatı Yaratana. Bütün güçlerin üzerinde O var.

Dünya mülkü, insana, cin ve hayvanlara bağışlanmış. Her varlık kendi sınırları içinde yaşar ve edineceklerini edinir. Ancak bütün varlıklar insana bağışlanmış. İnsanlık ise bu dünya mülkünde emek ve çabasının karşılığını alır. İnsanlık dünyanın soluyan ruhu. 

Hakkı olmayanı almak hak gaspı. Yani başkalarının hakkına girmemelidir. Zalimlikler hak gaspı ile başlar. Kendisine ait ve hakkı olmayanı edinme zulümdür, hangi yöntemle olursa olsun fark etmez. …..
Güç, hukukun ve adaletin önüne geçiyorsa, hemen her şeyi kendine ait biliyorsa orada hak ve adaletten söz edilemez. Paylaşımlarda adil olunmazsa bu hak gasbıdır. Kişiyi kendi meşrebinde görmeyenler başkalarının haklarını engelleme ya da gasp haksızlık. Yaratılmış olan her canlı varlık yeryüzü mülkünden nasiplenme hakkına sahip. Kişilerin yanlışları kendilerini bağlar.

“Kendini bugün Müslüman olarak pazarlayan bugünümüz “ Ülkemiz yöneticilerine bakın kendilerini saraylara kapatarak ülke mallarının üzerine çökmüş adeta bir eş dost yan yandaş soygunuyla karşı karşıya bırakılmışız bunu gören “ SÖZDE MÜSLÜMANIM DİYENLER “ Acaba ne kadar onurlu ve Müslümanlardır? Oysa çok değil sadece Osmanlının belli bölümlerine bakmamız bu günümüz sahtekarlarına en iyi cevaptır o çok övündükleri Osmanlıyı tanımadıkları ortadadır”.

Müslümanların tarihinde adil sultanların sayısı çok. Bunlar hem kendileri için hem de mensubu bulundukları çevre için örnektirler. Sicilya’da yönetimde bulunan İbn Zafer bunlardan biri. Onun sıfatı Adil Sultan’dır. Sicilya ve İtalyanların kimi kesimlerini ciddi anlamda etkilemiştir. Endülüs sultanları, Osmanlı sultanları da böyledir. 
Sultan Selahaddin öldüğünde geriye mülk saltanatı bırakmadı.

SONUCU OLARAK:

Dünya mülkünün saltanatına kapılanlar oluşturdukları mülklerle güç gösterisinde bulunurlar. Gücü adaletli olmada değil baskı ve hak gaspında görenler korku salarlar. Sevgi ve merhamet onlardan uzak olur. Giyimleri, kuşamları, yürüyüşleri, sofraları, insanların arasındaki durumları kendilerini tanımlamaya yeter.

Müslüman olduğu iddiasında bulunanlar İslam'ın kurallarını, hayat anlayışını benimseme ve özümlemeyle yükümlüdürler. Kendileri iyi ve özgün örnek olamıyorlarsa, başkaları üzerinde olumlu etki bırakmaları beklenemez. Kişi önce kendi nefsi ile sınanır ve tanımlanır.

Kişi kendisini hem Hz. Ömer gibi celalli görür onun azamet tarafını örnek alır hem de onun adalet ve hakkaniyet yönünü benimsemez ise asla kendini ona benzetmesin. O, onu örnek kişilik olarak benimsememiş demektir. Sadece kararlı ve celalli yönünü bir güç olarak kullanıyorsa bu bir çıkar duygusudur. İşine alanı benimseme, gelmeyeni gözetmemelidir.

İnsan onuru insana saygı ve sevgidir. Onu olduğu gibi kabullenme ve hakkını teslim etmedir. Kişiyi kendi çizgisine çekme baskısı zulümdür. Müslümanın görevi anlatma, tebliğ ve yaşama örneklediğime. Bunun içindir de ısrarla Peygamber ahlakı ve örnekliği temel vurgusunu yapmak durumundayız.

Bir bedevi ile en yakın arkadaşları arasında fark gözetmeyen bir Peygamber ahlakıdır bize örnek olabilecek. Ali Berham ŞAHBUDAK.


15 Ekim 2019 Salı


ABD EMPERYALİZMİ? VE ORTADOĞU!

Anadolu coğrafyası tarih boyunca Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'da yaşanan her siyasi gelişmeden derinlemesine etkilenmiştir. “Aslında bu geniş coğrafya her zaman emperyalist stratejilerin kıyasıya rekabet ettiği ve sürekli değişim geçiren bir alan olmuştur”.

Bugün de öyledir. ABD'nin stratejik hamleleri açısından Ortadoğu'yu inceleyen bu derleme, akademik (tarafsız) değildir; belirli referans noktaları olan, bölgede yaşanan olayları sosyalist bakış açısıyla ele alan bir dizi değerlendirmeden oluşmaktadır ve bölge halklarından yana olma anlamında taraflıdır.

ABD Emperyalizmi ve Ortadoğu'da yer alan ve aynı zamanda Türkiye'nin son 2011 yılı sonrasında Ortadoğu üzerinde yanlış dış politikasında yaşanan dönüşümü bölgemizde yaşanan olaylar daha da içinden çıkılamaz bir boyuta taşıdığı gerçeğini de unutmamak gerekir.

“Özellikle Ortadoğu, Kafkasya ve bütün Avrasya ana karası üzerinde oynanan bu satranç oyununu fark edemeyen AKP stratejik hataları sonucu; petrol başta olmak üzere her türlü doğal kaynak ve ulaşım güzergahına, bölgesel askeri taktik ve stratejilerin temellerine ilgi duyan emperyalistler Irak sonrası bugünde Suriye’yi üçe bölmüş durumda.

İnşallah Barış harekatı bu bölünmeyi durdurarak sınırlarımızda bir terör devleti kurulmasını engeller ve Ortadoğu olmak üzere körfez ülkeleri dahil coğrafyamızda emperyalist güçlere ve ABD AB Rusya dahil iyi bir ders veririz “ yıllardır halen yanlışların da direnen başta kaçak saray ahalisi olmak üzere AKP ve küçük ortağı MHP dahil yeni ufuklar açacaktır”.

Atatürkçü olmak şüphesizdir ki, Atatürk'ün kurduğu bu onurlu cumhuriyette bilinçli bir yurttaş bilinçli bir insan olarak yaşamaktır cumhuriyetimizin kurucusu ve dünya dahisi fikir ve stratejileriyle ölümsüz liderimiz önderimiz Atatürk’ün fikirlerini devrimlerini savunmak çok önemlidir “bugün Atatürk düşüncesi ve kurduğu laik sosyal hukuk devleti olan cumhuriyetimizin Ortadoğu coğrafyasında ne kadar önemli olduğunu anlamak ve bunu içselleştirmek için fazla uzağa gitmeye gerek yok sadece Atatürk devrimlerine ve nutuktaki söylemlere bakarak yeterlidir”.

Atatürk ve arkadaşlarının Türkiye Cumhuriyetini kurarken dayandıkları tek temel ilke ve esaslar bugün de önemini muhafaza etmektedir. “O ilkeler ki emperyalist devletlerle aynı yatağa girmemek ve ülkenizi yurttaşlarınızı ikbaliniz ve siyasi geleceğinizi düşünerek bu ilkelerin önüne de görememekti bu temel esaslara sahip çıkmak, Türkiye Cumhuriyetinin yaşatılması ve yüceltilmesi ile eş anlamlıdır.

Devletimizin "kuruluş felsefesini anlamak ve bu felsefeyi yaşatmak için, milletimizin üç bin yıllık bilinen tarihi içinden süzülüp gelen milli değerlerini, iç dinamiklerini ve Atatürk'ün bunları yorumlayış tarzını ortaya koymak gerekir. Hastalığının başlangıç aşamalarında etrafındakilerden bazıları Atatürk'e "sağlığına dikkat etmesini, çünkü O ölürse Cumhuriyet'in yıkılabileceğini" söylerler. Atatürk'ün bu insanlara verdiği cevap çok önemli bir cevaptır:

O büyük insan der ki, “Unutmayınız ki, Mustafa Kemaller yirmi yaşındadır" Şu halde, yirmi yaşındaki her Türk çocuğu Atatürk olmaya aday bir Mustafa Kemaldir.

Bu bilinç içinde olması gereken ve Cumhuriyet'i bir emanet olarak alan Türk gençliği, maalesef zaman zaman birtakım yerli ve yabancı akım ve ideolojilerin etkisi ve propagandaları ile Cumhuriyetimizin temel esaslarına sahip çıkma bilincini gösterememekte; yıkıcı ideoloji ve terör örgütlerinin amaçlarına hizmet etmektedir.

Ülkemizde birçok Atatürkçü araştırmacı yazarlar çizerler “Doğru tarihi bizlere aktaran tüm tarihçi yazarlarımızı “ kuşkusuz ki doğru takip etmeliyiz “ÇÜNKÜ TARİH VE DIŞ POLİTİKA BİR OYUN DEĞİL STRATEJİK BİR MİLLİ ALANDIR”, milletimizin milli kültür değerlerini, yansıtan Atatürk'ün bir lider, devlet ve düşünce adamı olarak bu değerlerimize getirdiği unutulmamalıdır 2002 Öncesinde T.C. Devleti Ortadoğu’da lider ve sözüne itibar gösterilen bir ülke olmasını Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusun da izlenmiş olduğu dış politikaların emperyalist devletlere taviz verilmediği içindir.

Cumhuriyetimizin temel felsefesini oluşturan esasları anlama Atatürk düşünce ve 1919 kurtuluştan kuruluşa giden o emperyalist işgalci güçlerin nasıl yurdumuzdan gönderildiği yok olmuş bir imparatorluktan bir cumhuriyetin doğuşunu yaşatma bilinci mutlak Atatürk'ü ve devrimlerini araştırmaları için en büyük yol olmalıdır. Ali Berham ŞAHBUDAK


9 Ekim 2019 Çarşamba

10 KASIM DA "ATATÜRK'Ü ANMAK VE ATATÜRK'Ü ANLAMAK!

10 KASIM DA "ATATÜRK'Ü ANMAK VE ATATÜRK'Ü ANLAMAK!

Yine 10 Kasım geldi çattı? 
10 Kasım da Atatürk neden anılır?

Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 81.yıl dönümün dede tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yılda trük milleti yine atasına koşacak! Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu önder Atatürk'ün ölüm yıl dönümü tüm dünyada çeşitli etkinliklerle anılacak.

Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu önder Atatürk'ün ölüm yıl dönümü tüm dünyada çeşitli etkinliklerle anılacak. Atatürk'ü Anma Haftası Atatürk Haftası, her yıl 10-16 Kasım tarihleri arasında kutlanmaktadır.

10-16 Kasım tarihlerini kapsayan hafta yüce Türk milletinin fertleri olan bizler için oldukça büyük bir önem taşır.  Zira bu hafta Atamızı bizim için yaptıklarıyla ulus olarak andığımız önemli bir haftadır. Her ulusun bir kahramanı vardır. 

Türk ulusunun en büyük kahramanı lideri önderi ve her şeyden önemlisi kurtuluştan kuruluşa giden 1919 milli mücadelenin kahramanı Cumhuriyetimizin kurucusu emperyalist istilacı devletlerin korkulu rüyası savunmasız mazlumların halkların ve Türk Milletinin atası Mustafa Kemal Atatürk’tür".

Atatürk, padişahın ilgisizliği yüzünden enkaz haline ve işgalci devletler tarafından paylaşılan yurdumuzun, yok edilmek istenen ulusumuzun kurtarıcısıdır. Yüce Atatürk, hayatını ulusunun kurtuluşuna adayan, dünyada eşine az rastlanan liderlerden biridir.Yurdumuzu çağdaş ülkelerin seviyesine çıkarmak için gece gündüz demeden çalışmıştır.

Halkın kendi kendini yönettiği cumhuriyet idaresini kurmuştur. Yaşamı süresince yapmış olduğu devrimlerle, ülkemizi çağdaş ülkeler seviyesine ulaştırmıştır. 10 Kasım sabahının verdiği hüznü, Atatürk'ü daha iyi anlayarak yeniyorum. 

Atatürk, tarihte, memleketinin en büyük adamlarından biri olarak kalacaktır. Bu vatan senin gibi bir kahramanı ebediyen bir daha görmeyecek sen ebedi kabrinde rahat uyu atam… 81 yıldır gözümüz yaşlı. Türk milleti bir kere daha başın sağ olsun. Atatürk, Türk Milletinin ruhunda Türk tıpkı al bayrak gibi dalgalanan tıpkı göklerde eğilmeyen bir baş gridir.
Çağımızda hiçbir isim Atatürk’ün adı kadar büyük saygı yaratmamıştır 10 Kasım 1938’den bugüne seni her zamankinden daha çok özlüyor ve daha iyi αanlıyoruz. Ruhun şad olsun fikir ve stratejilerinle ölümsüz olan atam. Türkün nabzı attıkça, son damla kanımız akmadıkça, sen asla unutulmasın Mustafa Kemαl ATATÜRK.

Benim naçizane vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır diyen ulu önder Atatürk sen kabrinde rahat ol emanetin cumhuriyet Türk gençliğine emanettir ilelebet payidar kalacaktır atam. 

Ufuklarda bir ışık söndü, on kasım sabahında artık güneş doğmuyor karanlık, ıssız cumhuriyetimiz arı o gulu gibi ağlıyor cumhuriyetimiz O büyük insan o ulu insan yalnız Türkiye için değil, bütün mazlum milletleri için de en büyük ölüm.

10 Kasım sabahının verdiği hüznü, Atatürk'ü daha iyi anlayarak yeniyorum. 

Avrupa, savaştan sonra belirmiş az sayıdaki yapıcı devlet adamlarından birini kaybetti. Atatürk, tarihte, memleketinin en büyük adamlarından biri olarak kalacaktır. Atam sen rahat uyu yolcusuyuz biz hürriyetin, Atam sen rahat uyu bekçisiyiz cumhuriyetin. 

Dünya, bu savaş ve barış kahramanı büyük adamın ölümü ile yoksul düşmüştür. Atatürk, dünyanın çok nadir yetiştirdiği dahilerdendir. O, bütün bir tarihin seyrini değiştirmiştir. Çok genç yaşta toprağa düşmüş bir dahidir çünkü kurduğu yeni Türkiye'nin yaratıcısı olan eşsiz şefini kaybetmiştir. 

Yüzyılımızda, “olmayacak hiçbir şey yoktur” şeklindeki tarihi gerçeği ispatlayan ilk adam olmuştur. Milletine bu kadar az zamanda bu ölçüde hizmet edebilen tek devlet adamı kuşkusuz ki Atatürk’tür. Görmeden, onunla konuşamadan, kokusunu bile içine çekemeden özleyeceğimiz kişiler vardır, Atatürk gibi.

Mustafa Kemal Atatürk bir siyasi görüş değil ülkenin kurucusu ve kurtarıcısıdır kısacası daha ötesidir O Türkiye Cumhuriyeti o göklerde dalgalanan al bayraktır çünkü o Atatürk’tür Türk Milletinin atası ve kurtarıcısıdır onun adı Mustafa Kemal Atatürk’tür. 

Adını Türk tarihine altın harflerle yazdıran büyük şahsiyet sen Türk milletinin kalbinde ebedi yaşayacaksın. Atatürk, şahsiyet ve yeteneğin dev gibi bir simgesi idi, o, yirminci yüzyılın en görkemli olayını yaratan dünyanın dahisi Atatürk’tür.

“Ey yüzü gibi kalbi de güzel insan emanetlerine sahip çıkacağımıza söz verirken bir On Kasım'ı daha seni yad ederek anıyoruz. Seni çok seviyor ve çok özlüyoruz atam”. 

 ● Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve yeniliklerin sahibi olan Atatürk, fikirleri ile her zaman yaşayacak ve yaşatılacaktır. 
 ● Rüzgar ağırdan eser, her 10 Kasım sabahı, her bir yere savurur, sararmış yaprakları. Hüzünlenir milletim, her 10 Kasım sabahı, çiçeklerle donanır, Anıtkabir yolları.
Boğazımızda kocaman bir düğüm olur her On Kasım'da. Geçen her yıl seni daha da çok aratır oldu. Sen bize bu cennet vatanı bıraktın Allah da seni cennet yurtlarında barındırsın. 
 ● Büyük adamlar, kuşaklarının başındadır. Türk Milletinin başındaki büyük ve dahi Atatürk, politika ve savaş alanlarında yılmayan büyük ve yurtsever bir insandı. 
Unutturamaz seni hiç kimse unutursak da biz. Her yerde sen her şeyde sen bilmem ki nasıl söylesem. Atam rahat uyu. Emanetini çiğnetmeyiz. Her birimiz Mustafa Kemal'in "yani Atatürk'ün askerleriyiz". 10 Kasım'da ben üzgünüm neden? Çünkü bizden ayrıldı Atatürk'üm, bizden kalbimiz kırık gönlümüz buruk çünkü bizden ayrıldı en güzel varlık. Ali Berham ŞAHBUDAK.

ERDOĞAN NASIL YÜKSELDİ ? | Siyaset Gündemi - Levent Gültekin / Gazeteci

Yedi Yıl Sonra Gelen Hesaplaşma: Cumhuriyet, Demokrasi ve Siyasi Sorumluluk 2018 yılında, Türkiye'nin yönetim sisteminde yaşanan kritik ...