19
#MAYIS 1919 TARİHİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN TAM BAĞIMSIZLIĞIN
İLK ADIMDIR.!!!
🇹🇷İstiklal
mücadelemizin 104. yılında başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere
canlarını bu vatana feda eden aziz şehitlerimizi minnet ve saygıyla anıyorum. #MustafaKemalAtatürk 19 Mayıs 1919'da Mustafa
Kemal Atatürk Bandırma Vapuru ile Samsun'a çıkmıştır ve bugün İtilaf
Devletleri'nin işgaline karşı Türk Kurtuluş Savaşı'nın başladığı gün kabul
edilir.
Atatürk bu bayramı Türk gençliğine armağan etmiştir. 19 Mayıs 1919
tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki en kritik dönüm noktalarından
biridir. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda
“Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaktadır.
Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek
olanların ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu
görmüştü. Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem
taşımaktadır. Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri
olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir. O’nun şu sözü çok
anlamlıdır: “Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli
demektir.”
Atatürk’ün gençliğe armağan ettiği ve “Gençlik ve Spor Bayramı”
olarak kutlanan 19 Mayıs tarihinin önemini daha iyi anlayabilmek için
Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İstanbul-Samsun
yolculuğunu bir kez daha hatırlamamız gerekir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki önemli olaylardan biri
Atatürk’ün Samsun’a ayak basışıdır. Türk Milleti Birinci Dünya Savaşı
sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider
Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve Samsun’a ayak basarak “Kurtuluş” yolunu
açtı.
Dolayısıyla Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 İstanbul’dan başlayan
yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler. Samsun’a ayak basışının taşıdığı önem
Atatürk’ün Büyük Nutku ’nu 19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışı ile başlatmasından
anlaşılmaktadır ki şimdi bu yolculuğu kısaca anlatmaya çalışalım.
Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik
bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat
ve güvenilir bir kapıydı. İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî
birlik çıkarmışlardı.
Buna tepki olarak Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adındaki
bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması dikkatleri bu bölgeye çekti ve
İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silahlandığı konusundaki
şikâyetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle
gönderilmesine karar verildi. Bu kumandan Mustafa Kemal Atatürk’tü ve Atatürk uzun zamandan beri
ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve bir şeyler yapmak için
Anadolu’ya geçmek istiyordu.
Bu O’nun için bulunmaz fırsattır. İstanbul-Samsun yolculuğu
öncesinde Atatürk’le Padişah Vahdettin arasında geçen konuşmayı Atatürk şöyle
anlatır: “ Paşa, Paşa! Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin! Bunların hepsi
artık bu kitaba girmiştir (bu bir tarih kitabıdır)! Bunları unutun, dedi, asıl
şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir... Paşa, Paşa... Devleti
kurtarabilirsin!
Bu sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle içtenlikle mi
konuşuyor? O Vahdettin ki... Bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur?
Aldatıldığını mı anlamıştı? Fakat böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi
ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim.
Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür
ederim... Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz...”Atatürk bu
konuşmada plânlarının sezilmiş olabileceği duygusuna kapılmıştı ama, O’nu
bekleyen ve O’na güvenen bir “Türk Milleti” vardı. Atatürk ile beraber 16
Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu
dışında 18 kişi eşlik edecekti.
Bu 18 kişinin adları şöyleydi: III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay
Refet Bey (General Bele), Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı
Kâzım Bey (General DIRIK), Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Tali
Bey (ÖNGÖREN), Kurmay Başkan Yardımcısı Kurbay Yarbay Mehmet Arif Bey(AYICI),
Karargâh Erkân-ı Harbiye'si İstihbarat ve Siyasiyat Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı
Hüsrev Bey(GEREDE), Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Refik Bey(SAYDAM),
Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevat Abbas(GÜRER), Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz
(TÜNAY),Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE), Müfettişlik Emir Subayı
Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV), Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY),
Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kalem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet
(GERÇEKÇI), İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah(KUNT), Müfettişlik İkinci Yaveri
Teğmen Muzaffer (KILIÇ), Şifre Kâtibi, Birinci Sınıf Kâtip Faik (AYBARS), Şifre
Kâtibi Yardımcısı, Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV).
Atatürk beraberindeki kişilerle beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü
öğleden sonra “Bandırma” adındaki eski bir vapurla Galata rıhtımından ayrılır.
17Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 21. 40 sıralarında İnebolu’ya
varır. 18 Mayıs 1919 Pazartesi günü beklenen yolculuğun sonuna gelinir.
Yolcular Kalyon Burnu denilen yerden sandallarla Merkez iskelesine
çıkarılırlar.
Bu sandallardan birinin sahibi olan İsmail Yurtsever, o zaman için
Atatürk’ü tanımadığını söyler, Atatürk’ü sandalda ve Samsun’da iken geniş
yakalı lejyon kaputu ve başında kalpakla gördüğünü anlatır. Atatürk,
İstanbul’dan başlayan ve Samsun’da sona eren yolculuk esnasında görevli bir askerdi
ve giyimi de buna uygundu ancak Samsun’a ayak bastığı günden birkaç gün sonra
asker değil, sivil olarak hareket edecekti.
Atatürk’ün Samsun’a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi.
Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı. Pontuscular sokaklarda kol geziyordu.
Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı. Atatürk bugün müze haline getirilen
Hıntıka Palas’ta kaldıkları süre içinde hep bu sorunları düşündü, yolculukta
geçirdiği uykusuz geceler sona ermemişti; şimdi de burada uykusuz geceler
başlıyordu.
Ama O’nda ve O’nun gibi düşünenlerde bu azim oldukça hiçbir engel
aşılmaz değildi. Kısaca vermeye çalıştığımız bu yolculuk Türk Milleti için bir
dönüm noktası oldu ve kurtuluşun başlangıcıydı. Milli Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da Anadolu topraklarına
bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de 19 Mayıs’ı Türk gençliğine
armağan etti. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi gençlik kavramı genel
anlamda fikirlerdeki yeniliği anlatmaktadır.
Atatürk“ Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi
üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe
bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum” derken Türk gençliğine olan
güvenini de anlatmıştır. Atatürk’ün şu sözleri hepimiz için bir rehber
olmalıdır: “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir.
Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve
hissediyorsanız, bu kâfidir” demiştir. Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını ve
fikirlerini bilmekle mümkündür. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin
kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayısları
Atatürk’ün emanetine daima sahip çıkarak kutlamalıyız.
🇹🇷İstiklal
mücadelemizin 104. yılında başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere
canlarını bu vatana feda eden aziz şehitlerimizi minnet ve saygıyla anıyorum. #MustafaKemalAtatürk 19 Mayıs 1919'da Mustafa
Kemal Atatürk Bandırma Vapuru ile Samsun'a çıkmıştır ve bugün İtilaf
Devletleri'nin işgaline karşı Türk Kurtuluş Savaşı'nın başladığı gün kabul
edilir. Atatürk bu bayramı Türk gençliğine armağan etmiştir. 19 Mayıs
Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun yaşasın #19Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı.!!! Ali Berham
ŞAHBUDAK…