16 Mayıs 2020 Cumartesi

100 YILIN Büyük Ozanı "Aşık Mahsuni Kimdir?...


100 YILIN Büyük Ozanı "Aşık Mahsuni Kimdir?...

Aşık Mahsuni Şerif 'in ölümünün 18; yıl 100 YILIN büyük ozanı Mahsuni’yi saygıyla anıyor "yakınlarına ve sevenlerine baş sağlı diliyorum. İyi ki büyük ozanımız hayatımızda vardı..

Mahsuni Şerif kısaca “DGM Mahkemelerinde hangi davayla tanıştı.? Aşık Mahsuni Şerif 2001 yılının Kasım ayında, "Elhamdülillah Kızılbaş'ım ve laikim. Ben değil, yedi sülalem Kızıl baştır. Bir suç varsa o da dedemdedir." dediği için, DGM tarafından aleyhinde dava açıldı.

Bize çok sayıda güzel eserler bırakan ozanımızın hayatına hep beraber bakalım. Büyük ozanımız Aşık Mahsuni Şerif olarak tanınsa da gerçek ismi Şerif Çırık’tır. “Şerif” adı, kendisi doğmadan önce ölen amcasının adına atfen verilmiştir. 1940 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesine bağlı Berçenek köyünde dünyaya gelmiştir.

Aile soyu Horasan’dan Dersim taraflarına göç etmiş, Ağ uçan aşiretine dayandığı söylenir. Yaşadığı köyde okul bulunmadığından ilk önce medrese eğitimi alır. Aldığı medrese eğitimi sayesinde Eski Türkçe de okuma yazma öğrenmiştir. Köylerine okulun yapılması ile birlikte medrese eğitimini bırakıp okul hayatına başlar.

Köydeki eğitimini tamamladıktan sonra 1957 yılında Mersin Astsubay okuluna kayıt olur.  Daha genç yaşta iken babasının zoruyla dayısının kızı Emine ile evlenir. Bu evlilikten bir kızları olur. Daha sonra bu evliliği bitirirler. 1960 yılına gelindiğinde Ankara Ordu Donatım Teknik Okulunu başarıyla bitirir. Kuleli Askeri Lisesini aynı yıllarda hak etmesine karşılık, toplumculuğa ve halk edebiyatına gönül verdiği ve Alevi olduğu için ordudan ihraç edilir.

Aşık Mahsuni Şerif üç evlilik yapmıştır. İkinci evliliğini 1961 yılında İtalyan asılı bir kız olan Sovina (Suna) ile yapar. Bu evlilikten üç çocuğu olur. Çocukların isimi Züleyha, Ferhat, Emrah'tır. 1971 yılına gelindiği zaman Aşık Mahsuni Şerif Fatma Hanım ile üçüncü evliliğini yapar. Bu evlilikten Derya, Ali, Şeyda ve Yetiş adlarında dört çocukları olur.

Aşık Mahsuni Şerif okuldan ihraç edildikten sonra çok sevdiği ve yoluna gönül verdiği müziğe, şiire, türkülere, şarkılara, deyişlere, nağmelere daha bir sıkı sarılır.

Bu yolda yüzlerce kaset ve plak çıkarmaya başlar. Hakkında yazılan ve yazdığı kitaplar ile uluslararası edebi tartışmalara konu olur. Aşık Mahsuni Şerif’in toplumcu bir sanatçı kişiliği vardır. Haksızlıkları, ötekileştirenler, mazlumları konu edinmiştir. Toplumun tüm çarpık yanlarını eleştirmekten kendini sakınmaz. Siyasilerin iktidara iken yaptığı politikaları sert bir şekilde eleştirmiştir.

“Nihat Erim hükumetini eleştirmiş ve bunu bir türkü ile dile getirmiş. “Erim Erim Eri-yesin” türküsünü söyledikten sonra tutuklanıp dört ay ceza almasına neden olmuştur”.  Aşık Mahsuni Şerif, muhalif kimliğinden dolayı sürekli hedef haline gelmiş ve cezalar almıştır. 1972 yılında gelindiği Gaziantep'te ki evi kundaklanır. Bu kundaklamadan dolayı birçok ödülü ve arşivinin yandığı söylenir.

Bu baskıları yapanlar, Aşık Mahsuni Şerif’e direk haber gönderip evini, köyünü bulunduğu yeri terk etmesini söylemişler.  Aşık Mahsuni Şerif ise tüm saldırılara ve baskılara rağmen bulunduğu evini, köyünü terk etmemiştir. Ben buralıyım, burada kalacağım.” Demiş. Tüm bu saldırılara türkü sözleri ile cevap verir. Meşhur “Zalim Zalim” türküsü buradan gelmektedir. Bu saldırıları yapan ve organize eden kişilere karşı “Zalim Zalim” türküsünü besteler.

Aşık Mahsuni Şerif, defalarca tutuklanmış, cezalar almış saldırılara maruz kalmıştır. Tüm bu saldırılardan dolayı geri adım atmaz muhalif kimliğini sürdürmeye devam eder. Barışı, kardeşliği, huzuru, eşitliği, iyiliği güzel bir yaşamı her zaman savunmayı esas almıştır.

Büyük ozanımız Aşık Mahsuni Şerif,1989-1991 yılar arasında Halk Ozanları Derneği Genel başkanlığını yapmıştır. 1998 yılına gelindiğinde ise dünyanın yaşayan üç büyük ozanı arasında birinci sırada yer almıştır. Birçok ülkede deyişleri, türküleri farklı dillere çevrilip okunmuş. 453 plak, 58 kaset ve 8 kitabı bulunan Ozanımız “Bektaşi Kültürünün ve Ezgilerinin” dünyaya tanıtılmasında büyük rol üstlenmiştir.

Tüm bu başarılarından dolayı günümüzün (modern) Pir Sultanı olarak kabul edilmiştir. TRT tarafından hazırlanmış iki belgeseli vardır. 17 Mayıs 2002 yılında Aşık Mahsuni Şerif, Almanya'nın Köln şehrinde hakka yürümüştür. Mezarı Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde bulunan Hacı Bektaş Veli Külliyesinin yakınındaki Çilehane adı verilen bölgededir.  İşte ÜNLÜ Ozanımızın kısa yaşamını sizler için dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım. Ali Berham ŞAHBUDAK.



2 yorum:

Ali Berham ŞAHBUDAK dedi ki...

100 YILIN Büyük Ozanı "Aşık Mahsuni Kimdir?...

Aşık Mahsuni Şerif 'in ölümünün 18; yıl 100 YILIN büyük ozanı Mahsuni’yi saygıyla anıyor "yakınlarına ve sevenlerine baş sağlı diliyorum. İyi ki büyük ozanımız hayatımızda vardı..

Mahsuni Şerif kısaca “DGM Mahkemelerinde hangi davayla tanıştı.? Aşık Mahsuni Şerif 2001 yılının Kasım ayında, "Elhamdülillah Kızılbaş'ım ve laikim. Ben değil, yedi sülalem Kızıl baştır. Bir suç varsa o da dedemdedir." dediği için, DGM tarafından aleyhinde dava açıldı.

Bize çok sayıda güzel eserler bırakan ozanımızın hayatına hep beraber bakalım. Büyük ozanımız Aşık Mahsuni Şerif olarak tanınsa da gerçek ismi Şerif Çırık’tır. “Şerif” adı, kendisi doğmadan önce ölen amcasının adına atfen verilmiştir. 1940 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesine bağlı Berçenek köyünde dünyaya gelmiştir.

Aile soyu Horasan’dan Dersim taraflarına göç etmiş, Ağ uçan aşiretine dayandığı söylenir. Yaşadığı köyde okul bulunmadığından ilk önce medrese eğitimi alır. Aldığı medrese eğitimi sayesinde Eski Türkçe de okuma yazma öğrenmiştir. Köylerine okulun yapılması ile birlikte medrese eğitimini bırakıp okul hayatına başlar.

Köydeki eğitimini tamamladıktan sonra 1957 yılında Mersin Astsubay okuluna kayıt olur. Daha genç yaşta iken babasının zoruyla dayısının kızı Emine ile evlenir. Bu evlilikten bir kızları olur. Daha sonra bu evliliği bitirirler. 1960 yılına gelindiğinde Ankara Ordu Donatım Teknik Okulunu başarıyla bitirir. Kuleli Askeri Lisesini aynı yıllarda hak etmesine karşılık, toplumculuğa ve halk edebiyatına gönül verdiği ve Alevi olduğu için ordudan ihraç edilir.

Aşık Mahsuni Şerif üç evlilik yapmıştır. İkinci evliliğini 1961 yılında İtalyan asılı bir kız olan Sovina (Suna) ile yapar. Bu evlilikten üç çocuğu olur. Çocukların isimi Züleyha, Ferhat, Emrah'tır. 1971 yılına gelindiği zaman Aşık Mahsuni Şerif Fatma Hanım ile üçüncü evliliğini yapar. Bu evlilikten Derya, Ali, Şeyda ve Yetiş adlarında dört çocukları olur.

Aşık Mahsuni Şerif okuldan ihraç edildikten sonra çok sevdiği ve yoluna gönül verdiği müziğe, şiire, türkülere, şarkılara, deyişlere, nağmelere daha bir sıkı sarılır.

Ali Berham ŞAHBUDAK dedi ki...

Bu yolda yüzlerce kaset ve plak çıkarmaya başlar. Hakkında yazılan ve yazdığı kitaplar ile uluslararası edebi tartışmalara konu olur. Aşık Mahsuni Şerif’in toplumcu bir sanatçı kişiliği vardır. Haksızlıkları, ötekileştirenler, mazlumları konu edinmiştir. Toplumun tüm çarpık yanlarını eleştirmekten kendini sakınmaz. Siyasilerin iktidara iken yaptığı politikaları sert bir şekilde eleştirmiştir.

“Nihat Erim hükumetini eleştirmiş ve bunu bir türkü ile dile getirmiş. “Erim Erim Eri-yesin” türküsünü söyledikten sonra tutuklanıp dört ay ceza almasına neden olmuştur”. Aşık Mahsuni Şerif, muhalif kimliğinden dolayı sürekli hedef haline gelmiş ve cezalar almıştır. 1972 yılında gelindiği Gaziantep'te ki evi kundaklanır. Bu kundaklamadan dolayı birçok ödülü ve arşivinin yandığı söylenir.

Bu baskıları yapanlar, Aşık Mahsuni Şerif’e direk haber gönderip evini, köyünü bulunduğu yeri terk etmesini söylemişler. Aşık Mahsuni Şerif ise tüm saldırılara ve baskılara rağmen bulunduğu evini, köyünü terk etmemiştir. Ben buralıyım, burada kalacağım.” Demiş. Tüm bu saldırılara türkü sözleri ile cevap verir. Meşhur “Zalim Zalim” türküsü buradan gelmektedir. Bu saldırıları yapan ve organize eden kişilere karşı “Zalim Zalim” türküsünü besteler.

Aşık Mahsuni Şerif, defalarca tutuklanmış, cezalar almış saldırılara maruz kalmıştır. Tüm bu saldırılardan dolayı geri adım atmaz muhalif kimliğini sürdürmeye devam eder. Barışı, kardeşliği, huzuru, eşitliği, iyiliği güzel bir yaşamı her zaman savunmayı esas almıştır.

Büyük ozanımız Aşık Mahsuni Şerif,1989-1991 yılar arasında Halk Ozanları Derneği Genel başkanlığını yapmıştır. 1998 yılına gelindiğinde ise dünyanın yaşayan üç büyük ozanı arasında birinci sırada yer almıştır. Birçok ülkede deyişleri, türküleri farklı dillere çevrilip okunmuş. 453 plak, 58 kaset ve 8 kitabı bulunan Ozanımız “Bektaşi Kültürünün ve Ezgilerinin” dünyaya tanıtılmasında büyük rol üstlenmiştir.

Tüm bu başarılarından dolayı günümüzün (modern) Pir Sultanı olarak kabul edilmiştir. TRT tarafından hazırlanmış iki belgeseli vardır. 17 Mayıs 2002 yılında Aşık Mahsuni Şerif, Almanya'nın Köln şehrinde hakka yürümüştür. Mezarı Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde bulunan Hacı Bektaş Veli Külliyesinin yakınındaki Çilehane adı verilen bölgededir. İşte ÜNLÜ Ozanımızın kısa yaşamını sizler için dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım. Ali Berham ŞAHBUDAK.


ERDOĞAN NASIL YÜKSELDİ ? | Siyaset Gündemi - Levent Gültekin / Gazeteci

Yedi Yıl Sonra Gelen Hesaplaşma: Cumhuriyet, Demokrasi ve Siyasi Sorumluluk 2018 yılında, Türkiye'nin yönetim sisteminde yaşanan kritik ...